29 Temmuz 2010 Perşembe

yıllar önce piknik yaparken kaybettigim
ve
yıllar sonra tesadüfen tanıstıgım ve ateşli bi şekilde sarıldıgım
sanki eskiden tanıyormuscasına yabancılık çekmedigim dudakların,
yine piknik yaparsak karıncaların sardıgı ekmegi ısırırken aldıgın tadı bana merak ettirirmi??

27 Temmuz 2010 Salı

bırak dağınık kalsın saçların
yataktan kalktıgın şekilde
en dogal halinle,
Hizmetçi tutmayalım düşlerine
tozlu kalsın vücudun
ben temizlerim hislerimle
Ruj sürme dudaklarına
Katıksız kelimeler kurmalısın
Yalansız sevda sözcükleri..
Gözlerine kalem degmesin
yoksa doktor girer evime..
kalbimi restorasyon yaptırıyorum
altıma yatmayın kafanıza gözyaşları düşebilir..

23 Temmuz 2010 Cuma

....

tanrı varsa eger
kesinlikle oyun oynuyor
klasik oyun degil ama
yapboz olarak yaratmıs bizi
parçalarımızı arıyoruz
müzik
yetenek
aşk
sevgi
ölüm
kalım
gökyüzü
deniz
maden ocakları
berfinler
güneş
uranüs
hapishane
suçlar ve cezalar
kitaplar.....
bütün parçalarımızı birleştirmeye çalısıyoruz
seneler geçtikçe yanlıs parçayı koydugumuzu farkedip dogrusunu arıyoruz
ama hiçbir zaman o güzel manzara resmini tamamlayamayacagız

22 Temmuz 2010 Perşembe

Son...

gökyüzüne dogru bir ışık
çıkıyor sakladıgım cebimden
inan sen aydınlıga
bitmesin umudun aniden...

yerle bir olmuş bir yaşam
bir enkaz,bir göçük, bir yıkım
son olmasın hayallerin
bu kiri al benden.

geçmiş zaman artık
yalan bütün gözler
tanıdıgım,gördüğüm

herşey yalan
hayat kısa
biraz siyah
hayal uzak...


uzak bir yolculuğa
derken merhaba
yapraklar kımıldıyor
sana el sallarcasına

sakallarım yere değene kadar
yürüyorum önüme bakmadan usanmadan.

geçmiş zaman artık
yalan bütün sözler
tattıgım,duydugum

herşey yalan
hayat kısa
biraz siyah
hayal uzak

21 Temmuz 2010 Çarşamba

terk ettim kendimi..

kadınlar matinesi kapısına terk ettim kalbimi,
"gönlü" zengin bir hatun bulsun diye...
acısın,sarılsın,isim koysun,ümidiyle ,
terk ettim kendimi..

19 Temmuz 2010 Pazartesi

Şeytan-i

Uykusuzluk masallarında anlatılan şatafatlı yollar
şekerli evler , gülümseyen yüzler
ve aşklar..
Hepsi yalanlar kitabının önsözü...
Hiçbir zaman anne sıcaklıgında sarılmadı hayat,
Baba şefkatiyle uyutulmadı geceleri tatlı dillerle..
Kapagı pembe içi simsiyah bir aldatmaca,
Yazan kısmında Tanrı yazsada içerikte Şeytan görünmektedir..
Ve kitap her zaman son sayfasından okunmaya başlandı.
Mutsuz sonlardan mutlu başlara doğru.

16 Temmuz 2010 Cuma

Sallantılar...

hiç yalnızlıktan kalbinin sallandıgını hissettinmi...
oysa yalnızım.Kim sallarki salıncagımı...
uzun zamandır gülen yüzümü görüyorum aynada.
mutlu oldugum harçlıklarımdan,
ağlayan yanımı biriktiriyormusum kumbaramda,
kendime bile hissettirmedim.
Şu temmuzun ortasında üşürmü insan?
Üşümezse eğer neden bu ürperti,titremem...
içimdeki köpekler depremi haber veriyor.
Çok yakında yerle yeksan bir yürek,
Göçük altında kendi sidigini içip hayatta kalmaya çalısan bir adam olacagım...

Kürtaj yaptırmak istedim umutlarımı ama kıyamadım.
Hayalsiz yaşanmaz ya...
şimdi doğum sancıları çekiyorum.
Yarıp neşterle göğsümü söküyorum kalbimi.
Pencere önüne bırakıyorm uzun bir süre güneş görmesi için.
Bir türlü doğmuyor güne,bir türlü......

5 Temmuz 2010 Pazartesi

yetim...

ilkokula giden bir çocugun ögretmenine yanlıslıkla anne diye seslenmesiydin sen benim için. Başka bir kalbe tayinin çıktı.Ben yetim kaldım.....