28 Mayıs 2010 Cuma

Deveyiz lan resmen

karanlık inandırıyor,
Yaktıgımız mumların ışıtacagına.
Belki tıpkı şirinler gibi iyi biri olursak,
Güneşte içimizi ışıtır kimbilir.
Şart koştu hep hayat mutluluk için.
şart koştu güzellikler kendini göstermek için.
Hep olasılıklardan bahsedildi.

Hörgücümüzde sakladık sevgimizi,
Zor günümüzde sarılmak için taşıdık onca yol sırtımızda...

Ona dair...

Damarlarımdan içeri kaynar sular,
Erimiş pet şişe yanıkları gögsümde...
Susuz dudaklarım çatlak,burun kanaması eşliginde.
Gözlerimin altı günde on paket sigara çukuru,
Ayaklarımda prangalar...
Boynumda tırnak izleri...
Oturtulmuş bir sandalyeye,
Yazlarım sıcak,göz pınarlarım kurak...
Belki rüya,
Belki gerçek.

Ardımda ayak izleri
"ama kime ait?"
Dilimde kimligi belirsiz bir isim.
Omuzlarımda yeni dogmuş yükler
(ki bu yükleri leylekler getirmiyor bizzat ben doguruyorum bir eşe ihtiyaç duymadan.)
Gögsümde yazdan kalma sevda yanıkları,
Gözlerimde yastan kalma "göz damlaları"
Yüregimde yardan kalma kimsesiz umutlar.
ve sen...
Kurumus kalbimde su bulmak için kuyu açacak kadar tanımsız,
Ölü mü diri mi oldugunu dokunarak bile anlamayacagım kadar ısısız.
Loş bedenimi aydınlatamayacak kadar ışıksızdın.
Çağırsam bana sağır,
Gelsem bana kör,
Gel desem bana topal,
Sev desem kalp nakline ihtiyac duyarsın.
Kimlerle konusuyorsun ey şizofreni yazar?
Bir rüyaydı sevgi sözcüklerini kulaga fısıldamak
o rüyayı gördüm,
belki yaşadım..
Ama hiçbir kulak haketmedi "seni seviyorum"u ondan başka...

10 Mayıs 2010 Pazartesi

mutluluk...

camın ardında saçları yandan tokalı bir kız çocugu vardi.
sobanın dibine uzanmış önünde defter kalem,
evin içi kızarmış ekmek ve soğan kokusu,
yanında kedi ve yumak ikilisi,
anne elinde örgüsü,
babanın elinde kumanda,
Pencere diplerinde kar...
hayat bilgisi kitabının herhangi bir sayfası gibiydi o camekan..
ben ise elimde ekmek cama mutluluk banıyordum...

Gel...

Gel...
İndigi zaman ay tepemize,
Uzaktan gel,
Deniz fenerime...
Önce buharın görünsün,
sonra yelkenin.
Gözlerin maviye çalmasada,
Elalığın...derin...
TUzlu tuzlu öp beni,
çenemi yosunların,
vücudumu dalgaların sarsın.
boğ beni içinde.
Yüzmeyi unutmak istiyorum gözlerinde
ölmeye bile razıyım,
ama gel..

Gel...
Nispet yaparcasına kuşlara,
Çok uzun bi seferden gel.
Aşılmaz dağları aş,
Geçilmez denizlerden geç,
Gelgitlere izin verme.
Medcezirlere engel kanatların...
Dokundun bana,
Gögsümü kanattın.
Şahin gibi baktın gözlerimi kanattın.
AL hadi beni sırtına,
Uçmak istiyorum bu diyardan.
Uçurumdan aşağı,
Alev alev lavların içine bırak,
yansın tüm yalanlarım.
Erisin tüm günahların sevaplarım,
Yeniden dogur beni kanatlarının üzerine.
Artık acımasın sol yanım...
Gel...

7 Mayıs 2010 Cuma

....

herzaman güldün.
görmekten korktugun,
yaşamaktan çekindigin,
omuzlarındaki tonlarca ağırlıktaki
sıkıntınım ben.
yaklaşmaya çalışma,
uzaktan bile gülme bana.

dokunmak yada yok olmak.
işte bütün saçmalık bu.
beşikten mezara kucaklar,
yalancı ninnilerle büyümüş,
kahkahamsı ağıtlarla,
topraga karışmışım...
alacakaranlık aşkı benimki,
kırık ayna parçalarıyla toparladıgım karmaşık yüzüm.
ve karşındayım.
irinler , iltihaplar,
kana karışmış mikroplar,
damarlarımda...
lanetlenmiş hayatlar,
susuz bütün çiçekler,solmaya yakın.
kırmızı yapraklar,
buzdan bir güneş ama
yakıcı sıcak eritiyor gözlerimi...
mavi ay cesaretime meydan okuyor,
örümcek ağları kaplıyor beynimi,
tüm hislerim,
düşüncelerim,feryadlarım,korkularım
içimde kalıyor.
kapıyorum gözlerimi hayata,
merhaba...

3 in 1

1-

kana bulanmış satırlar bunlar...
kesinlikle "negatif"..

satırlar;
şairlerin elinde şiirden
kasabın elinde sinirden arınır..

------------

2-

Tanrının gözüdür güneş
gözünü kapattıgı anda başlar suç devriyesi.
Bir nöbetten ötekine intikam saatleri.
Biraz kahpedir dünya
Tutulmayan söz kadar anlamsız
Bozulan yemin kadar değersizdir bir insan.
Bir kör kurşuna bakar aldıgın nefes.
kalem kılıçtan keskin değil,
Para can'dan daha degerlidir.
ki Değer kelimesi matematik defterlerimizde kalmıştır...

-----------

3-

esmer çocugun tehlikeden habersiz
minik ellerindeki oyuncagıdır tabancası...
Tetige bastıgında namludan ali ve oya gelir,
oya hamile...
okul fişlerimiz artık karı-koca olmuşlardır.
Daha ali gelmeden , oya top atmadan...
Işık ılık süt içmeden süt vermeye başlamıştır...
Beslenme saatlerinde çantasından çıkardıgı bebesini emzirmeye baslar...
gün gelir,
karnesini çocuguna gösterir:
-Bak anne sınıfı geçmiş...

cihan