23 Mart 2010 Salı

.......

Mutluluk yerden yüksek oynayan çocukların yüzlerinde kaldı kardeşim
Huzur gözbebeklerinde,
sevinç terden su gibi olmuş atlerinde gizli...
Umut ise kaydıraktan kayan çocugun kahkasında kaldı...
Anne sevgisi depremde annesini kaybeden Keko'nun gülümsemesinde...
Hiçbir battaniye veremez o kolların sıcaklıgını...
hiçbir kalorifer petegi,
hiçbir kömürlü soba...

Çocuk olmak böyle birsey.
Başına yaşanacak en kötü şeylerden biri gelsede,
Bir park,bir galatasaray forması
Bir çocugu mutlu etmeye kısa bir süreliğine olsada yeter.

Ama gel gör ki uzun vadede,
Hangi çiçeğin kokusu verecek o kokuyu?
hangi parfüm?
hangi yemek verecek o sütün tadını?
Hangi devlet hesabını verecek o kerpiç evlerin hesabını..
Eller 9 şiddetinde eğlenirken
bizim gönlümüz 5 i bile kaldırmıyor canım kardeşim...
Canım benim...

22 Mart 2010 Pazartesi

su...

Gelmek istemen bile yeter
Ben çagırmadan.
Gelmesende olur...

Sevmek istesen bile yeter
Dağlara aldırmadan.
Sevmesende olur...

Susarlar gözlerin konuştuğu yerde.
Saygıda kusur edilmez.
Konuşmasanda olur.

Derin siyah bakışlar , kin ve nefret.....
Kınında henüz bıçaklar,
Gözler kırpılmadan kılıçlar çekilmez.
Vurmasanda olur..

Daha er maydanı,
sabahın körü,horozun sesi.
Kuşların ilk cıvıltısı,
Tahta kapıların gıcırtısı,
Toprak damların kokusu,
Sıcak yataklarda hiç,
Yatmasamda olur.
Bir deniz kenarından güneşe hiç
Bakmasamda olur...

19 Mart 2010 Cuma

...kargalar

ne zaman güvercinlere bakmak istesem,
gözüme karga olarak görünürler..
Ugursuz,ölümsüz,kindar..
Tüylerini temizlemek için dumanı kullanan kargalar o yüzden yanımdan ayrılmazlar,kollarımı ne kadar korkuluk gibi açsamda...

17 Mart 2010 Çarşamba

"umut" adı altında yemek yemek

Hayat önümüze sunulan kuş sütü dahil olan bir yemek değil,
üzerimizde yaglı önlüklerle gittigimiz ,
tırnak aralarımızda umut adı altında besledigimiz kirlerle,
sağındaki solundaki arkadaşlarımızın üç beş dişi eksik,
kalan dişlerinin maltepe , samsun sigarası işbirliğinde sarıdan öte bir renk aldıgı
ve bundan tiksinmediğimiz,
Elini henüz yıkadıgın ama yemekhane kapısını tutmanla tekrar kire bulanan elimizle içeri girdiğimiz,
meşhur bilmemneci hasan usta'nın önümüze getirdiği , begenmezsek bile bi iki baharatla görünüsünü değiştirdiğimiz tabldotun bir gözündeki yemekti.


Beğenmemek olmaz.
Yemezsen arkandan koşmaz.


tabldotun diğer gözlerine umut adını vermiştik.
dileyen diledigi yemegi koymakta özgürdü aklında.
Düşünceye sınır yoktu ya.Hayal kurulabilirdi.
Herkese eşit pay düşerdi ustanın ellerinden...
Kapıdan geçene ibretle bakılırdı.
Yemek biter acı bir çay söylenirdi köşedeki çaycıdan.
Cigaralarda yakıldımı , duvardaki 15 senelik hülya avşar resmine baka baka açık saçık konuşmaktı hayat..
Kadın ile başlayıp,enflasyon ve futbol derken ustanın iş başı demesiyle sona erirdi hayat.


Çalışmasak olmaz.
Çalışmazsak karnımız doymaz.

16 Mart 2010 Salı

...vol 2

susmak ve susmanı istemiyorum...

Sessiz bir gece...
Sözlerime bıçak,
kelimelerime kurşun işlemez.
kanlı bıçaklı iki hece (sevgi-güven)
kötülüklerden arındırdım kalemimi,
haber ver kırmadan önce...

Susturulmakta istemiyorum...

Issız ve sisli bir gece...
cümlelerime yagmaz yagmur.
öznelerimin saçları kar.
Bir elimde baston...
mevsimleri kim takar,
çiçeklerim açtıgı sürece...

9 Mart 2010 Salı

Bir sonraki kitabımın adıydı yalnızlık...

Antidepresansız depresyona girmek gibiydi
bizim sevdalarımız.
yada bile bile lades demek gibiydi.
Acı çekmeyi seven bir bünye olarak yazıyorum..
Düşünüyorum o halde mutsuzum..

Bir sonraki kitabımın adıydı yalnızlık,
Bir sonraki sevgi,aydınlıga çıkma çabalarımdı.
Dudaklarımda üç kurusluk umut fısıltıları
Dilimde geçen yazdan kalma sevda mısraları
Aynanın karşısında fırtınadan arda kalmış yüzüm.
Kullara bahar Tanrıya güzüm.

İki şeride ayrılmıs bir kalbe sahibim.
Gidiş yolum akıcı da
Geliş yolumda daima çalışma var.
Sağdan gidenler fatura bulurlardı
soldan gidenler ise çamura saplanırdı.
Varamadı kimse yoluna
gelenler hep şarampole yuvarlandı...

Otobüslerde dağıtılan acı kahve eşliginde geçmiş bir çocuklugun öyküleriydi belki...

5 Mart 2010 Cuma

...vol 1

Dolma kalemlerime yalnızlık doldurdugumdan beri,
Defterim tek sayfa,
Masam tek ayaklı,
Işığıma tünemiş tek bir sinek.
Penceremde eş siz karga.
Sokaklarda eşsiz bir muamma.
İkizler bünyemde kargaşa.
Kalbim medcezir.
Bir padişah ise kaldırımlarda yalnızlar.
Dilenciler vezir.
Üç kuruşluk yalanlara aldırmayan bir yazar,
Aldırsa bile sonbahar yüregine kaç yaz'ar.