1 Aralık 2009 Salı

dirge for life

Siyah kelimeler kara kalemle yazılır

Nasırlı ellerle tutar..

Katran karası ciğerlerle solursun içinde bulundugun durumu,

Batırırılır kana mürekkep ve kalem kaymaya başlar kağıdın üstünde.

Vasiyet , veda mektubu , intihar mektubu vs...

Yada yalnız bir insanın kendisine gönderdiği iadeli taahhutlu mektup...

Hangi son istek yerine gelmiş ?

Hangi lambadan cin çıkmış dilekleri yerine getirmiş ?

Allah'ın hakkı üçmüş cin ondan üç dilek iste dermiş..

Herkes kanmış.

İnsanlar körmüş.

Yaşam hiçmiş.

Ve an gelmiş Cihan gitmiş..

12 Kasım 2009 Perşembe

Benim edebiyatım vol.2

Bazı hayatlara iki satırlık adam ,

Bazılarına ise satır başı oldum..

Güzel bi cümleye benimle başlayıp aptalca bir yüklemden sonra virgül koyup tekrar özne arayışına giren kadınlar oldu hayatımda.

yada üç nokta ile başlanmış geçmişi belli olmayan ama geleceginden ümidini kesmişler için niteleme sıfatıydım..

Artık yanıma ünlemleri alarak biraz daha dikkatli yaşamaya çalışıyorum,

Soru işaretleri ile başlayan ilişkiler daima kesme işaretiyle bitmeye mahkumdur..

10 Kasım 2009 Salı

Yine çok karışık gönlüm...

Nereye kadar yalnızlık?

Nereye kadar gözler ufuğa bakacak?

Biraz zamana ,

Birazda oksijene ihtiyacım var..

Herkes maskeli baloda göz maskesi takmış iken

Ben hayata karşı gaz maskesi takıyorum.

Seni bulmadan ne bir eğlence amaçlı alkış sesi çıkar ellerimden,

Nede aksam herhangi bir spikerin anlattıgı hava durumu ögrenme ihtiyacı gelir içimden..

Soludugum havanın bir degeri yok , yoksan..

Varsan eğer ümraniye çöplüğü cennetten bir bahçe benim için..

Yaşadıgım  yerlere hayat kırıntıları döküyorum.

Bir sıcak n'aberi bile ne kadar özledim.

Sarılmakla ağlamaklı olurum.

Ya ben kimseyi anlamıyorum yada hayat bana göre değil.

Hepsi bir yana ben oyunları kuralına göre oynayamam.

Oyun oynamak bana göre olmadı hiçbirzaman.

Bir Türk filmi repliginde dedigi gibi kadir inanırın..

Çok yalnızım be atam..çok yalnızım....

Halbuki Ahmet Arif çok güzel anlatmış aşkı sevdayı,

İnsanı kıskandıracak cinsten aşklarmı yaşamış

Yoksa oda hayal dünyasındaki sevgiliyemi yazmıs akşamın erken indiği mapushaneden...

26 Ekim 2009 Pazartesi

yok bisey bakma bosuna :)

Bir blog yazarı için çok kötüdür

Gelen ilhamın parmak ucunda beklemesi.

Klavyeye düşmemesi..

Tarihte olsa sigara dumanı ve dolma kalem eşliğinde gözyaşları arasında yazılırdı bu tip yazılar.

Ama zaman değişti.

Artık bloglara klavye ile yazılıyor ve sigara içmek yerine spor yapılıyor.

Çünkü bir yazarın besleyen kalbi ise onu öldürmemeli aksine spor yaparak yaşatmalı dimi anam :D

(Güneşin oglundan alıntılar vardır hırsız damgası yemek istemem)

neyse bugünlük bukadar gelen giden birsey yok :)

25 Ekim 2009 Pazar

Siyah kişiye özeldir....

Pamuk ipliğine bağlı düşlerim,
Aşırı kırılgan,kopmaya yüz tutan umutlarım.
Aslında pamuktan yapılmış bir gemiydi düşlerim.
Ne zaman demir alıp ulaşmaya çalışsam,
Boğazıma kadar kederin içinde buluyorum kendimi..
Yüzme bilmememden dolayı depresyondan çıkmam bir okadar zor oluyor.


------------------------------------------------------------


Siyah oyun oynuyor,
Siyah matemini sunuyor bana...
Beyaz yalvarırken siyah daha çok acıtıyor..


------------------------------------------------------------


Adresimi soranlara karanlığı gösteriyordum.
Yada loş ışıklar altında pinekleyen sinekleri tanıdıklarım olarak lanse ediyordum sağa sola..
İkametgah isteyenlere parktaki bankları göstermek istiyorum,kenarlarında bira şişeleri ,
  iki üç kağıt parçası ve 4-5 marka sağdan soldan otlanılmıs sigara.........
Kalbimde artık kan pıhtılaşmaması mevcut fakat kan kaybından ölme riskimde yok.
Medcezire emanet yüregim......
Sana güvenemedim çünkü hiçbir zaman..
Her gülüşünün ardında bir yalan aradım,
Yada her yalanının ardında bir gülüş (Nasılda kandırıyorum der gibisinden)
Gözlerin her zamankinden daha kördü bana
Yada ben sana sağırdım.
Hiçbir söyledigine inanmak istemedim.İnanmadımda..
Doktorum olsaydın Hipokrat taş yapardı seni.....


--------------------------------------------------------------



Para uğruna ruhunu satanlarımı ayıplamalı?
yada bedenini satanlarımı?
Aslında bedenini satan ruhunuda yanında bonus olarak vermiş oluyor...
Bütün bu paradoxların içinde gerçegi ararken yanlış yola sapmamak üzere yemin ettigimi düşünüyorum..
Hiçbirsey satmamalı ve satılık bir hayal almamalıyım..


--------------------------------------------------------------


Siyah acıtıyor
Siyah kanatıyor
Siyah gerçekleri birer birer önüme seriyor...


---------------------------------------------------------------


Düşler sokağında pekte sakin olmayan insanı oyunuyorum.
Çocuklugum yaralı bir kuş
Büyüklüğüm kuşu yaralayan taş
Sonucunda akan iki damla yaş oluverdim.


----------------------------------------------------------------


Siyah güzeldir
Siyah kişiye özeldir....

28 Eylül 2009 Pazartesi

Extreme yazılar vol 1..

Zamanın tersine akıp gittigi zamanlardı
Olacak olanlar olmuş olanların,ilk bahar sonbaharın teminatıydı.
Çarşambanın gelişi perşembeden belli idi ve ayriyetten ordunun dereleri hep yukarı akardı.Aşağı bir damla suyun düştügünü gören olmazdı.
Dünya güneşin etrafında degilde güneş ay'ın , merküs venüsün etrafında dönüyordu..
Yada bu anlattıklarım tam terside olabilir kimseyi yanlış yönlendirmek istemem.
Dünyanın güneşin etrafında dönmesi gece gündüz oluşu mevsimlerin,iklimlerin değişmesi,ordunun deresinin akıp gürlemesi,bugün mesela pazartesi oluşu,yarının salı olacagı,okulların açılması yada kapanması zerre kadar skimde degil.Bana bunu hissettirenler utansın.....

21 Eylül 2009 Pazartesi

Günaydın

Yine şafak

Yine horoz

Yİne saat

Yine kaçan hırsızlar

Yine kovalayan arsızlar

Yİne çölde susuzlar

Sokakta evsizler

Parkta barksızlar

Yine yerlerde kimsesizler

Yine günaydın istanbul....

26.05.2005

Bilinmeyen

İki duygu arasına sıkışmış bir hayat

Ölüm taze insanlar bayat

Bir gemi kalkıyor bilinmeyenden

Hadi gel hadi,yüreğime demir at...

26.05.2005

Ne yandasın

Dayandı kapıya.

Ama sevdamı ayrılıkmı?

Sıkıyorum kendimi

Yüz tuttum ağlamaya

Tutsaydım sesini,

Hep yanımda kalsaydı..

Saklasaydım..

Ne yandasın??

26.05.2005

4 Eylül 2009 Cuma

Progressive - Extreme

Zamanın önüme büyük bir tabakla getirdiği yanlış dilimdi.

Tadı yarım,küflenmiş,bayatlamış....Hafiften kaşarlanmış..

Tadına bakanlar hep ölürde,

Bakmayanlar yaşarmı?

Gidenler hep dönerde,

Dönenler hep unutulurmu?

Bastonla yürümeye terk edilmiş bir ihtiyar portresiydim en klasiginden.

Yüzü gözü kırışıklar içinde , arka planda sarı sonbahar , uçuşan yapraklar vs.....

Vur! dedi yere hızlıca.

Vurki ses gelsin hala yaşadıgını bilsinler,

Vurki denizler dalgalar birbirine karıssın , inlesin caddeler..

Vursam dağlara taşlara sesim oralardan duyulurmu?

Kırıp atsam ihtiyar bastonu içim rahat olurmu?

11 Ağustos 2009 Salı

......

Hiç bir zaman sigara keyif sonucu tütmedi dudaklarımda
Yada hiçbir zaman ağlamadım sevincimden.
Kelimeleri mutluluktan şaşırmadım hiç
Yada rüyalarımdan gülerek uyanmadım..
Birine kavuşma mutlulugundan daha çok ayrılırken sarıldım.
Kavusma zamanı yaklasırken ölüm haberleri geldi...

Ölüşme

Zorakiydi bana yaşamak,

Bir imtihandı bana sevmek.

Bir öpüşme olmadı hiç içten ,  her zaman ölüşme oldu...........

14 Temmuz 2009 Salı

Kaptan köşkü

Kaptan köşkü
8/3/2009 · 

17/12/2008 - Kaptan köşkü

İnsan uzay mekiğine benzer,
Yıllar geçtikçe bir parçasını arkasına bırakarak devam eder.
En son kaptan köşkü yani tabutunda son bulur maceran....

Hayatın...

Hayatın...
8/3/2009 · 

15/8/2008 - hayatın...

her zaman ağlayan bir palyaço oldu hayat benim için,
bakıp sahte gülücükler attıgım soytarılar oldu.
Bastırılmış ağlama istegimin odağı oldu aynı zamanda şansım.
Ne zaman yazmaya çalışsam kalemimin ucu biter , silgim tükenir,ben tükenirim,ömrüm tükenir.
Kimseye anlatamam derdimi çünkü-şifa niyetine yazıyorum.
Gönül kapımdan girenleri yerde iki üç sabun ve muz kabukları agırladı hep.
Bir yıldız misali kayıp düştüler...
Evet astronomi...
Hiçbir zaman anlamadıgım ama sürekli jüpiterle marsın yamuklarına nasip olmusum bu zamana kadar.Yanımda bir merkür vardı-onunda sıcaktan başı beladaydı zaten.Dünyamı?Sat anasını gitsin.En büyük kötülügü ondan gördüm ya.
Bir tek ayı tanırım gökyüzünde.Günümün en güzel zamanını onunla geçiririm desem yalan olmaz.Aslında ömrümün en güzel zamanını ay la geçiririm.
Yine içimde bitmez tükenmez bir ağlama istegi ve yine yanlış anlaşılmış olmanın pişmanlıgı.
Tepemdeki bulut sürekli yagmakta,gözlerimi yaşlı göstermekte.Ama aglayamam ben beceremem.İçim hıçkırır , ben susarım, ay susar.

Aşk sıvıdır..

Aşk sıvıdır..
8/3/2009 · 

1/7/2008 - Aşk sıvıdır..

Aşk kimi zaman su olup sevdigin kalbin şekline alır,
Kimi zamansa gözyaşı olup kalbinin dili olur.
Bazen öfke olur kıskançlıgın sonucunda akan siyah bir kan olur,
Bazense beraber bir ömrün başlangıcına akan kan olur.
Terletir,suratına tükürtür,susatır,özletir,ağlatır.....
Aşk sıvıdır...
Akar,yatağını bulur...

benim edebiyatım..

benim edebiyatım..
8/3/2009 · 

Cümlelerime sürekli yagmur yagıyor.

Çekilmiyor kara bulutlar.

Soru işaretlerini ne kadar şemsiye yapsamda,

Noktamda sürekli damlalar var.

Baktım sıgınacak öznem yok

Ünlemin dibine uzanıyorum.

Yagarsa yagsın kim takar ...

Gerçek

4/4/2008 - Gerçek..

Kelime oyunlarının arasında kaldım.

Yalancıların,yalnızlıgın tam içinde...

Yazlık şuruplardan ne kadar içsemde,

Hep kışın ortasında kaldım.

Dogruya eremedim,eğriden doğrulamadım.

Güneşin yerini ay,yagmurun yerini çamur,

Ben ise yaşam kontrol hapı aldım (her ölümden sonra birtane içiyorum).....

Hangisi rüya hangisi gerçek yaşadıklarımın..

Uçurum çok yüksek ve sessiz.

Hergece düşüyorum,

Bir türlü ölmüyorum..

Yedi kat dibe inip yedi kat arşa çıkıyorum.

Çokmu içtim?

Sanmıyorum........

Ben..

Ben..
8/3/2009 · 

Kalbim yaşlı

Gözlerim telaşlı

Yollarda hüznüm

Sokak lambasına tünemiş yüreğim

Güzüm.....

 

Platonik aşklar ağacında sallanan üç kurusluk bir öykü,

Beş kuruşluk adamım..

Kimine göre kulaktan kulaga dolasacak bir ömürüm,

Kimine göre ise sadece bir sözüm..

 

Yerine göre kış,

Adamına göre yaz,

Ama kendime göre herzaman sonbaharım.

Kurumuş agacım.

Havada süzülen yaprak,

Üzerine basılmıs,kırılmış bir dal parçasıyım.

 

Kalbime giren bıçaksın.

Elini okşayan sıcak kanım.....

Kan olup elinin her ince ayrıntısına inmeye,

Bıçak olsanda kalbimde olmana razıyım..

Akreple yelkovan

Akreple yelkovan
8/3/2009 · 

22/10/2007 - Akreple yelkovan

Akreple yelkovan öpüştügü zaman
Zaman tellerinden ince bir nota duyulur
Hafızalardaki pişmanlıklar silinip gece vardiyasına devreder hüzünler nöbetini.
Sabaha kadar atılan voltalar ayaklar yorgun düştügü zaman bırakır kendini şafağın güzelliğine.
Kır kokusu ve papatyalar eşliğinde yaşanmış aşkın meyveleri kaktüs ve deve dikenlerine bırakmıstır kendini ayrılıgın kollarında...

 

Akreple yelkovan öpüştüğü zaman
Zaman alevinden bir gün daha yanıp gider
Alına bir kırışık daha eklenir.
Sallanan sandalyedeki günlere bir gün daha eksilmiştir.
Çocuksu özlemler bir gün daha ağır basmış,bir gün daha unutmussundur pişmanlıklarını..

 

Akreple yelkovan öpüştüğü zaman
Bende seni öpüyorum
Gözlerinden,dudaklarından,mezar taşından...
Üzerindeki gülünden,okşuyorum dikeninden.
Kanayan parmagımdan bir okadar daha zevk alıyorum...

Koşar adım yarım hayat.........

bilinen adımdı cihan
ayriyetten görülen.
hissedilen adım olmadı hiç.
kendime ait,paylaşacagım bir adım.
hep yürümeyi istedim hayattan,
yavaşça , ağır ağır,tadını çıkararak.

Ama onun bana sunduğu tek şey vardı:
KOŞAR ADIM.


Tam hissetirmedi bana hiçbirzaman.
Herşey yarım.