9 Mart 2010 Salı

Bir sonraki kitabımın adıydı yalnızlık...

Antidepresansız depresyona girmek gibiydi
bizim sevdalarımız.
yada bile bile lades demek gibiydi.
Acı çekmeyi seven bir bünye olarak yazıyorum..
Düşünüyorum o halde mutsuzum..

Bir sonraki kitabımın adıydı yalnızlık,
Bir sonraki sevgi,aydınlıga çıkma çabalarımdı.
Dudaklarımda üç kurusluk umut fısıltıları
Dilimde geçen yazdan kalma sevda mısraları
Aynanın karşısında fırtınadan arda kalmış yüzüm.
Kullara bahar Tanrıya güzüm.

İki şeride ayrılmıs bir kalbe sahibim.
Gidiş yolum akıcı da
Geliş yolumda daima çalışma var.
Sağdan gidenler fatura bulurlardı
soldan gidenler ise çamura saplanırdı.
Varamadı kimse yoluna
gelenler hep şarampole yuvarlandı...

Otobüslerde dağıtılan acı kahve eşliginde geçmiş bir çocuklugun öyküleriydi belki...

3 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. git gide güzelleşiyor yazıların. sanırım git gide artıyor acıların.
    yazmak için acı çekmeye değer mi?? diye sorduğumda "değer" demişti bir arkadaşım bir zamanlar. ben henüz evet veya hayır diyemiyorum hep soruyorum kendime ama.. sanırım şöyle düşünüyorum, sevinçler bizim için de acılar değil mi yani, onlar da bizim duygularımız. üzüntülerimizi acılarımızı da sahiplenip bağrımıza basmalı, çekerken de bir yandan yazmalıyız. hiç yazanla yazmayan bir olur mu?? :)

    YanıtlaSil
  3. sağolasın semacım :) hiç çekenle çekmeyen bir olur mu? :)

    YanıtlaSil