Uykusuzluk masallarında anlatılan şatafatlı yollar
şekerli evler , gülümseyen yüzler
ve aşklar.
Hepsi yalanlar kitabının önsözü..
Lunaparkta bir dilencinin eğlenmesi kadar gereksiz birşeydir sevmeye çalışmak,
yada afrikafa aç bir çocuğa bilmemkaçıncı senfoniyi dinletip karnını değilde ruhunu doyurmaya çalışmak kadar saçmadır mutlu bir gelecek hayal etmek fakirsen eğer...
Dikiş tutmaz bir kalbi dikmeye çalışacak kadar salakmısın?
yada elleri yanmış bir insanın elini tutunca terletecek kadar güveniyormusun kendine?
bu kadar aptalmısın?
Hissedilmez olmuştur artık güzel duygular.
Ve yine afrikadaki aç bir kadını sikerek doyuracagınımı sanıyorsun karnı açken?
Bu kadar bacakarasına odaklı oldu düzen.
bu kadar iki cins arasında yaşanmamıştır hayat hiçbir evresinde.
bu kadar kör olmamıştır insanlar,
bu kadar katledilmemiştir çocuklar,hayvanlar,hayatlar...
Hep lider haklıdır hep halkını "düzen"...
Aşağı doğru tırmanacak kadar sapkın artık fikirler,
Nere gittiği belli olmayan yollar,
bütün sokaklar çıkmaz,
bütün sokak adları yalnızlık ve ölüm çağrıştıran , geçmişten kalma isimler donatılı..
Mutluluk sokağı,gülen kalp caddesi gibi isimler duymadım hiç.
Hep tarihin tozlu sayfalarından genellikle ellerini kana bulamış kişilerle övündüğümüz isimler dolaşıyor evlerimizin önünde...
"Bilmemne paşa mahallesine bir pizza lütfen"
Dumanaltı bir oda içinde ,
eşşek kadar adamların 0-15 yaş arasındaki veletlere ithafen şiir dedikleri yazıları okuyorum,
Günümüz şairleri sübyancı olmuş arkadaş...
"sen giderken arkandan küfür ediyorum" olmuş şiir artık.
Yerlerde sürünüyor kağıt kalem,
Sayfalar utanıyor artık , kimbilir üzerine ciddi birşey yazılmayalı ne kadar zaman olmuştur.
"ben 2 mısralık şiirimi yazayım bi liseli hatun kaldırayımda kim ölürse ölsün yalnızlıktan"
Uçaklar keza öyle,
Bir ülkeden ötekine barış elçisi isminde taşıdığı savaş elçilerini anlatmaya gerek yok sanırım.
"Ben küpümü doldurayımda kim ölürse ölsün açlıktan,sefaletten savaştan"
Bıçaklar desen yine öyle,
Tanımadıgı bi insanın kalbine saplanınca utanç duygusu duyarmı acaba?
yada neden bir tecavüzcünün aletini kesmez diye düşünürmüsün?
"ben sokayımda kalbine , el sözü yerine..."
O yüzden mi çelikten yapılmıştır? , duygusuz...
Yetimdir,sokak çocukları gibi muhtaç bakar gözlerine,
bir o kadar yüzsüzdür arabanı silen adamın "para vermezsen çizerim!!" bakışları kadar tehditkardır hayat..
Yanlış bir zamanda doğruyu bulmak için çırpınır yürekler...
dağlanmış,közlenmiş,körelmiş duygular...
6.histen eser olmayan bedenler...
5 duyu organı yerine sikinin dogrultusuna giden beyinler..
Güzel bir kitaba önsöz olmak istemiştir insanoğlu hep,
ama düşler her zaman paraya satmıştır kendini,
Bazıları hiç okunmamış , hiç yazılmamıs , yazarların kalbi zerre kadar his bulundurmayan kitapların içinde gelişi güzel cümlelerin arasına sıkışıp gitmiştir.
Bazıları ise bütün güvercinlerin takla atarak uçtuğu,
bütün insanların yalan da olsa güldüğü,
bütün kedilerin sobanın etrafında yün yumagıyla oynadıgı o güzel hayat bilgisi kitabının herhangi bir sayfasında yerini almıştır.
Hiç kimse gülmemiştir gerçekte,
Bütün ölüler özgürdür...
19 Ocak 2011 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder