Biz cam kırıklarının üzerinde emekleyerek yürümeyi öğrendik
Fasulyelerdi ilk alfabemiz.
Dilimizde ana babaydı fakat gözlerimiz oldukça gurbet bakışlıydı
Yastığımız kuş tüyü değil kaktüs idi..
aynı şekilde yorganımız kirpi derisiydi..
Konuşmaya başladığımız ilk günden itibaren hiçbir cümlemiz nokta ile bitmedi,
Adımız hep yardım anında çıktı iki dudak arasından...
Ellerimiz çoğu kez çalışırken terledi sevgili avucu yerine...
yerinde değildi tüm sözler
gördüğümüz yakınlar epey uzak..
korktuğumuz andır,
anne eli bıraktığımız andan itibaren hayat bir tuzak..
baba nasihatı duymadığımız andan itibaren yaşam gökte nokta kadar gördüğümüz uçak..
Tanrı kapatmıştır ışıklarımızı,
her gün ay ışığı bekler olmuşuz,
güneşten bihaber gözlerimiz..
Biz sizlerin hiç farketmediği herhangibir alışveriş merkezinin temizlikçilerinden biriydik,
Biz şu an oturduğunuz lüks vilların yapımında çalışan 18 yaş altı , elleri kalem yerine çivi tutan çocuklardır,
Biz en çirkin , en güvensiz erkeklerin kaplan kesildiği genelevlerde çalışan kadınların babası belli olmayan çocuklardık,
Biz piçtik.
Biz sevemedik,
aşk nedir bilemedik...
28 Şubat 2011 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder